PEYNİR KUTUSUNUN DÖNÜŞÜMÜ

Bizim evlerde artık öyle peynir kutusuydu, konserve tenekesiydi, yoğurt kabıydı, reçel kavanozuydu falan, hani atmaya kıyamıyoruz ya; hani onlara da koccaman bir dolap gözü ayarlayıp, sıralarını bekletiyoruz ya; işte peynir kutusunun sırası geldiği ve benim de ellerimin kaşındığı bir gündü.

İki sene önce, söylesen, "Allaşkına, işin mi yok, ne kutuymuş birader, azcık parana kıyıp alamadın mı "diye herkesi kırıp geçireceğimi aklıma getirdikçe, " Aslında" diyorum, "Bu bana verilmiş çok güzel bir ceza.."

Plastik peynir kutusu yıkandı, paklandı. Ponpon fırçayla enamel beyaz boyayla boyandı. Bu sefer kabartma yapayım istedim. Çünkü geliştirmem gerekiyor bu hamur kabartma işini. Hamurlar açıldı; motifler kesildi, yapıştırıldı. Sprey vernik, bu kez beş kat. Çünkü mutfakta kullanılacak. Koydum içine de bulaşık deterjanımı, süngerimi, oooh.. Mis :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder